Bebeğinizin doğumundan itibaren ilk 28 günlük serüvenine yenidoğan dönemi denir.Anne karnındaki sıcak,karanlık,nispeten sessiz ve güvenli ortam yerini hareketli,gürültülü ve aydınlık bir ortama bıraktığında bebeğimiz de ilk nefesini alır.Bu mucizevi anın stresi anneyle ne kadar erken temas ettirilirse o kadar azalır.Bebek kordonunun 30-60 sn bekletilerek kesilmesi bebeğe daha fazla kök hücre geçişi sağlar,bebeği anemi ve enfeksiyonlardan koruyabilir.İlk emzirme de doğum odasında yapılabilir.
Gerekli bakımlar yapıldıktan sonra kanama kontrolü için çok önemli bir vitamin olan K vitamini ve ilk Hepatit B aşısı yapılır.
İçindekiler
ToggleToplumda sık görülen,erken dönemde belirtisiz olan,tedavisiz kaldığı zaman kalıcı hasar bırakan bazı hastalıkları erkenden saptamak için yapılan testlerdir.Topuktan 2-5.günlerde,beslendikten ve hastaneden çıkış öncesi alınır.Daha sonra 7.günde sağlık ocağı tarafından tekrarlanır.
Ülkemizde Fenilketonüri,Biotinidaz eksikliği,doğumsal hipotiroidi ve Kistik fibroz hastalığı tarama kapsamındaki doğumsal hastalıklardır.Ayrıca işitme ve gelişimsel kalça displazisi de taranmaktadır.
Sağlıklı bir yenidoğanda göbek kordonu 6-10 gün içinde düşer.Dört haftadan uzun süreyle düşmemesi bazı enfeksiyon ve bağışıklık sistemi hastalıklarında olabilir.Kordonun ıslak kalmaması ,idrar ve dışkıyla temas ettirilmemesi yeterlidir.Özel bir bakıma ihtiyaç yoktur,düşmeden de bebek yıkanabilir,iyice kurulanmalıdır.Göbekte kanama,kızarıklık,kötü koku doktora başvurma nedenleridir.Görülebilecek fıtıklaşma karın kasları kuvvetlendikçe azalacaktır.Doktor kontrolünde 1 yaşa kadar takip edilebilir.
Kendiliğinden düzelebilen bazı değişiklikler görülebilir. İlk günlerde el ve ayakları mor olabilir,dolaşımı düzeldikçe geçebilir. Vücudun diğer yerleri pembedir. Yer yer soyulmalar olabilir.ilk doğduğunda daha yoğun sonraki günler azalan şekilde beyaz,kremsi bir tabaka olabilir, cildi koruyucu bir özelliktir.Ciltte bir takım doğum lekeleri görülebilir. Çoğu zaman içinde kaybolur,zararsızdır.Örneğin Mongol lekesi denen sırt ve popoda belirgin mavi mor lekeler genellikle 1 yaş civarı yada ilerleyen yaşlarda kaybolur. Hemanjiomlar kılcal damar genişlemeleridir. Pembe,mor renkli deriden kabarık olabilir.İlk aylarda büyüyebilir ancak sonradan küçülerek kaybolurlar. Bazıları deriden çok kabarık ve kanama eğilimli olabilir,ilaçla veya cerrahi olarak tedavileri mümkündür. Milia, yüzde sivilceye benzeyen toplu iğne başı gibi beyaz lezyonlardır,ter ve yağ bezlerinin tıkanmasıyla oluşur,kendiliğinden düzelir. Yenidoğan aknesi de anneden geçen hormonlara bağlı olabilen çoğunlukla tedavi gerektirmeyen lezyonlardır. Lanugo,bebeğin sırt omuz,kulaklarda belirgin ince tüylerdir,kendiliğinden dökülür.
Memelerde şişlik: Anneden geçen hormonlar sebebiyle ortaya çıkar. Bazen uzayabilse de genellikle ilk aylarda düzelir, memeler sıkılmamalı, masaj yapılmamalıdır.Şişlik çok sert ve kızarık, iltihap gelme durumu varsa doktora başvurulmalıdır.
Bıngıldaklar: Bebeğin başının üst,yan ve arka taraflarında kafa kemiklerinin tam birleşmediği, beynin rahatça büyümesine fırsat veren boşluklar vardır.Arka bıngıldakların 3-4 ayda kapanması beklenirken, ön bıngıldak 3-18 ay aralığında kapanmaktadır. Bazen 2 yaşı da bulabilir. Kapansa da D vitamini önerilen dozda verilir,asla kesilmez.Bıngıldaklar üzerinde nabız atışı ve ağlarken şişkinlik görülebilir.
Gözler: Doğumda tipik olarak gri veya açık mavi olan gözrengi ilk 6 ayda kalıcı rengini alır.Yenidoğanlar çoğu zaman gözlerini kapalı tutmaya eğilimlidir, ancak görebilirler,odaklanabilirler,20-40 cm deki nesneleri rahat görürler.Gözlerde geçici kayma,şaşılık olabilir. Göz kasları geliştikçe 3.ayda düzelir.Göz yaşı bezi de tam anlamıyla gelişmemiş olduğundan sıklıkla ilk 3 ay ağlayınca gözyaşı yoktur. Yenidoğan için en önemli göz muayenesi kırmızı yansıma testidir(red refleks).Oftalmoskop ile pupilladaki kırmızı rengin görülmesi doğumsal katarakt, retnoblastom gibi patolojilerin erken saptanmasına olanak sağlar. Sonraki aylarda da bu muayenenin yapılması faydalıdır.
İşitme: Tüm yenidoğanlar işitme testi yapılarak taranmaktadırlar.Tarama programları ilk 3 ayda tanı koymayı,6 aydan önce de tedaviyi amaçlamaktadır.İşitme azlığı,zihinsel gelişim,konuşma ve dil gelişimini etkilediğinden hızlı tanı konması gereken bir durumdur.
Beslenme: Bebekler doğumdan sonraki ilk 6 ay annesütü ile beslenmelidir.Anne sütü en doğal,en faydalı besindir.Amacımız su dahi vermeden 6 ay annesütü ile beslemek olmalıdır ama tabiki anne sütünün verilemediği,bebeğin almasını engelleyen durumlar da olabilir. O zaman da ayına uygun formül mama verilmelidir.Doğumdan sonra biran önce emzirme başlanmalıdır.İlk gelen kolostrum sarı renkli,koyu kıvamlı ve az miktardadır ama tabiki yenidoğan için hem yeterli hem de mucizevi bir besindir. Yenidoğan döneminde hele de ilk günlerde çok düzenli beslenme aralıkları olmayabilir.Bebek her istediğinde emzirilmelidir.Emzirme aralığı 3 saati geçmemelidir.İlk günlerde fizyolojik,doğal bir tartı kaybı olur ki %10 a kadar normaldir. Bebeği sık sık emzirmek ve bol su içmek sütü arttıracaktır.Tıbbi bir gereksinim yoksa sağma vs işlemlere gerek yoktur.Bebeğin tartı kontrolü, çiş ve kaka sayısı bize yeterli beslenip beslenmediğini gösterir.
Uyku: Her bebeğin uyku ve uyanıklık süresi farklılık gösterir.İlk günler günün büyük kısmı uykuda geçer. Emzirmek için uyandırılmalıdır. İlk aylarda uyku düzeninden çok sözedilemez,gece gündüz farkını bilmez,geceleri de beslenmeye devam edilir. Bebek anne yanında ayrı bir yatakta olmalı, anne ile aynı yatakta yatmamalıdır. Fazla yumuşak olmayan yatakta, yastıksız olarak, kusması çok olan bebeklerde yatağın başı hafif yüksekte yatması faydalıdır. Gündüz çok sessiz ve karanlıkta uyutulmaması uyku düzeni gelişimi için ilk basamak olabilir. 4.aydan sonra uykuların düzene girmesi beklenebilir. Bunun için banyo, masajı da içeren uyku rutinlerine başlanması etkili olabilir.
Gaz problemi: Yenidoğanda ilk 2-3 haftadan sonra gaz sorunu belirginleşebilir.Her beslenme sonrası gazının çıkarılması,masaj faydalı olabilir.Bitki çayları ve gaz ilaçları önerilmez. Annenin yedikleri gözden geçirilir ancak gaz yapacak diye çok kısıtlayıcı beslenme tarzı doğru değildir. Dengeli beslenme her ikisinin de sağlığı için gereklidir. Kolikten bahsetmek gerekirse her zaman gaz sebepli olmayan genellikle haftada en az 3 gün, en az 3 saat sürenve 3 haftadan daha uzun süren ağlama nöbetleridir.4 aydan sonra %90 olguda biter. Kanıtlanmış herhangi bir tedavisi yoktur. Ancak bu teşhisi koymadan önce bebeğin iyice muayene edilip gerekirse tetkik de alınması gerekebilir. İdrar yolu enfeksiyonu, reflü, alerji, uç organlara saç dolanması, kabızlık, herniler, bez dermatiti, anal fissür vs sebeplerin dışlanması gerekir. Kanıtlanmış tedavisi olmamakla birlikte aileye 3-4 ay civarında geçeceğinin anlatılması, beslenme tekniklerinin gözden geçirilmesi, sakinleştirme teknikleri, mama alıyorsa belki mama değişimi, probiotiklerin eklenmesi, laktaz verilmesi denenebilir
Yenidoğan sarılığı: Bilirubin denen maddenin mukoza ve deride birikimi sonucu bebekte sararma olabilir.Bu madde kırmızı kan hücrelerinin parçalanması ile oluşur ve karaciğerin bebeklerde henüz tam gelişimini sağlayamadığı için birikir ve önce gözlerde başlayan sarı renk oluşur,vücudun alt kısımlarına doğru yayılır. Çoğunlukla kendiliğinden geçer ancak bazen özellikle de risk durumları varsa yüksek değerlere ulaşıp tedavi edilmesi gerekir. Bebeğin ilk haftalık muayenesi çok önemlidir ve gerek görülürse kandan bilirubin düzeyine bakılarak takibe alınır. Erken doğum,yeterli tartı alamama,kan grubu veya Rh uyuşmazlığı,yüksek bilirubin saptanan kardeş varlığı risk durumlarıdır. Fototerapi ve kan değişimi gerekli olabilecek tedavilerdir. Sık emzirmek ilk tedavidir, ne kadar iyi beslenirse sarılığı o kadar çabuk düzelir. Genellikle 1-2 hafta içinde düzelir ancak bazen uzamış sarılık olabilir, 1-2 aya kadar uzadığı dönemlerde yine bir takım tetkikler yapılmalıdır. Anne sütü alan bebeklerde bir miktar daha uzun sarılık olabilir,tedavi yine bolca emzirme olmalıdır.